TRAFİK KAZASI MADDİ MANEVİ TAZMİNAT- YARGITAY KARARLARI

Yargıtay
17. Hukuk Dairesi
Esas : 2013/15620
Karar : 2015/3896
Tarih : 05.03.2015
TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
MANEVİ TAZMİNAT

Özet: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayın niteliği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
(818 s. BK m. 45, 47) (6098 s. Borçlar K m. 53, 56)
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olan aracın, müvekkillerin yaya olan desteklerine çarparak ölümüne neden olduğunu, kazanın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için 40.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir..
Davalı sigorta şirketi vekili ve diğer davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketinin limitiyle sınırlı olarak ve temerrüde düşürülmediğinden yasal faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, davacı Hasan’ın maddi tazminat talebinin reddine, davacı Sadriye Taymaz için 10.000,00. TL, Tuğba Taymaz için 10.000,00. TL, davacı Hasan Toymaz için 10.000,00. TL olmak üzere 30.000,00 TL manevi tazminatın 11.04.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiliyle davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı Ahmet ve Mustafa vekili Tarafından temyiz edilmiştir..

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin ve davalı Ahmet ve Mustafa Özdamar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

2-DAVA, TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.
Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayın niteliği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3- Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre desteğin ve destek ihtiyacı olanların muhtemel yaşam süreleri belirlenirken Population Masculine Et–Feminine (PMF) yaşam tablosu esas alınmalıdır. Ayrıca, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmalıdır (YHGK., 28.06.1995 tarih, 1994/9-628 Esas, 1995/694 Karar).

Eldeki davada hükme esas alınan bilirkişi raporu cso verilerine göre hesaplandığından, yukarıdaki yönteme uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması amacıyla hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalılar Ahmet ve Mustafa Özdemir vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle Davalılar Ahmet ve Mustafa Özdemir vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı Ahmet Özdemir ve Mustafa Özdemir’e geri verilmesine 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.